Migren genetik ve çevresel faktörler sebebi ile birçok insanda görülen bir baş ağrısı çeşididir. Baş ağrısı çeşitleri arasında en ağrılı ve zor geçeni olarak tabir edilen migren günümüz de her 10 insandan 3 ünde rastlanan ve yüksek oranla daha çok kadınlar da görülen bir rahatsızlık olup çoğu insan migren tedavisi görmesine karşın bir sonuç alamamaktadır. Kronikleşen migren atakları bu aşamada tedaviye cevap vermemekte ve ataklar ile birlikte kişinin gündelik hayatı adeta bir kabusa dönmektedir. Genellikle ataklar şakak ve alın ortasından girerek göz yuvarlarına dağılmakta ardından kafa tası kemiği ve çeneye dağılarak ense ve boyunda şiddetli ağrı, basınç ve zonklama durumu söz konusu olmaktadır. Migren atağının başlaması ile birlikte kişi hem sese hem de ışığa karşı duyarlı hale gelmektedir. Bu noktada tedavilerin yanıt vermemesi halinde eski dönemde insanlar bunu kabullenerek ömür boyu migren atakları ile savaş verirken 2000’li yıllarda ABD’den gelen bir haber tüm migren hastalıklarına bir ışık olmuştur. Amerika Birleşik devletlerinde bir plastik cerrah alın germe ameliyatlarında hastalarının migren şikâyetlerinin son bulduğunu ve ataklarının seyreldiğini ifade etmiştir. Tıp alanında ki bu gelişme ile birlikte birçok tıp uzmanı derin ve uzun araştırmalar sonucunda migren ameliyatlarını yapmaya başlamışlardır. İlk zamanlarda migren ameliyatı sonrası başarı oranı %58 oranında iken günümüzde bu oran büyük bir artış göstererek %85 üzerinde bir başarıya imza atmıştır.
Ancak migren atağı yaşayan herkes için bu ameliyat uygun değildir. Bu noktada kararı hasta değil uzman bir doktor vermek durumundadır. İlk aşamada doktor belirli kontrol ve tetkiklerden sonra kişinin migreni olup olmadığı konusunda teşhis koyar. Bu aşamadan sonra migrenin seviyesini atakları göz önüne alarak değerlendirir. Bu aşamadan sonra migren için ilaç tedavisine başlanır. Eğer ilaç tedavisi sonunda migren ataklarında bir değişme yok ise, bünye ilaçlara tepki vermiyor ise ameliyat önerilebilir. Bunun yanı sıra tedavi sırasında ataklar 2 nin üzerine çıkıyor ise bu durumda tedavinin herhangi bir çözüm olmadığı yönündedir ve ameliyat önerilebilir. Bu iki ihtimali yanı sıra kimi migren hastası bazı sebeplerden dolayı( alerji, farklı rahatsızlıklar) ilaç tedavisini uygulayamamaktadır. Bu noktada da eğer gerekli ise ameliyat uzman doktor tarafından önerilmektedir.
Migren ameliyatına baktığımızda ortada dolanan birçok asılsız haber bulunmaktadır. Bu noktada birçok kişi ameliyatın beyin ameliyatı olduğunu duymakta ve ameliyattan çekinmektedir. Ancak migren ameliyatının beyin ameliyatı ile hiçbir ilgisi ve bağlantısı bulunmamaktadır. Migren ameliyatı sırasında beyin ile ilgili herhangi bir müdahale gerçekleşmez. Bunun yanı sıra eğer migren ameliyatı olmaya karar verdi iseniz alanında uzman ve bu konu üzerinde uzmanlaşmış doktorlara müracaat etmelisiniz. Bu noktada bu ameliyata yetkinliği olmayan hekimlerden ve aynı zamanda dolandırıcılardan uzak durmalı, bilindik ve güvenilir merkezlere konu için başvuruda bulunarak detaylı bilgi alabilirsiniz.
Ameliyat endoskopik yöntemler ile yapılmakta olup bir kamera ile kolay işlem sağlanmaktadır. Ortalama olarak ameliyat 45 dakika ile 3 saat arasında değişmektedir. İlk gün hasta hastanede müşahide altında tutulmakta ve drenler takılmaktadır. Drenler ortalama olarak 1. Günün sonunda çıkarılmaktadır. İlk bir hafta ile 10 gün arasında bölgede ki ödem ve şişlikler %80 oranında inmektedir. Kişi bir haftanın sonunda gündelik hayatına dönerken 3. Haftadan itibaren ağır çaba gerektiren işleri yapabilmektedir. Ancak bu noktada baş bölgesi muhakkak ki korunmalı ve bölgenin her hangi bir enfeksiyon kapmaması için dikkatli olunmalıdır.