
Yaygın şekidle görülen bir hastalık olarak, migren belirli zamanlarda ortaya çıkan, bazen kısmi olarak baskılanabilen ve bir süre için ertelenen bir sorundur. Kişinin hayatını ciddi oranda kısıtlar ve aktivitesine sorun yaratır. Genellikle tedavisi çok zor ya da olmayan bir hastalık olarak akıllara yerleşen bu hastalık, sağlık teknolojisinin gelişmesi ve her geçen gün yeni tekniklerin ortaya çıkmasıyla daha iyi şekilde sonuçların alınmasını sağlamıştır. Bu nedenle birtakım uygulamalarla migren tedavisi artık daha mümkün hale gelmiştir.
Migren ameliyatı, yeni denebilecek bir çözüm yöntemi olarak artık daha fazla kişiye ulaşabiliyor. Bu tedavi yönteminden yararlanabilmek için doktor tarafından kesin olarak migren hastalığı olduğu konusunda teşhis gerekiyor. Ayrıca ilaç tedavisi devam ederken bile ayda 2-3 defa atak yaşayan kişiler migren ameliyatından yararlanabiliyor. Yapılan araştırmalara göre migren ameliyatında başarı oranı bir hayli yüksek ve %80’lerde seyrediyor. Ancak ameliyat sürecinde dikkat edilmesi gereken birçok farklı nokta var. Örneğin kan sulandırıcı aspirinlerin ameliyattan birkaç hafta öncesinde bırakılması gerekiyor. Ayrıca yine kanama oluşmaması için E vitamini ve bitkisel ürünlerden de kaçınmak gerek.
Migren ameliyatı uygulamasında endoskopik işlem uygulanıyor. Yaklaşık 1 cm kadar saçlı deri içerisine kamera giriyor ve iz bırakmayacak şekilde kesiyle hedef sinirlere ulaşılıyor. Çoğu zaman karıştırılması nedeniyle migren ameliyatının beyin ameliyatı olmadığını belirtmekte yarar var. Migrende sadece doku ve sinirlerin ilişkisi yeniden düzenlenir. Böylece ağrının kaynağı yok edilmiş olur. Ameliyat, yaklaşık 1 saat sürer. İşlem bitiminde, hasta bir gün kadar gözlem altında kalır ve bir süre ödem ve şişlik görülebilir. 3. Günden itibaren bunlar gidecektir. Kendiliğinden eriyen ve iz bırakmayan dikişlerin alınmasına gerek kalmayacaktır. Ameliyat sonrası enfeksiyon oluşabilir. Bunu engellemek için kaşıntı halinde yara olan yer eçok müdahale edilmemesi gerekir.
22