Migren denilince beyin içinde oluşan kimi zaman ilaçlarla durdurulabilen, çoğu zaman ise tedavisi olmayan bir hastalık olarak bildiğimiz, operasyonlarla seyreden ve kişinin hayatını kısıtlayan bir kısır döngü süreci akla gelir. Şimdiye kadar birçok tedavi yöntemi denenmiş ve genel olarak etkin bir sonuca ulaşan yöntem bulunamamıştır. Bu durumun asıl sorunu migreni oluşturan asıl nedenlerin bulunamaması ve daha çok oluşan semptomların giderilmesi üzerinde çalışmaların hızlandırılmasıdır. Bu durum vazgeçilemez bir sektör haline dönüşen, hastaların ve ülkelerin sürekli parasını harcadığı ve sonucunda ilaçlarla geçici bir iyileşme halinin sağlandığı ya da sağlanamadığı tek yöntem olarak bilinmektedir. Uygulamalar ağrının tarafını değiştirerek etki etmekte ise de nedene yönelik çözüm 15 yıl öncesine kadar bilinmiyordu.
Migren tanısı Nöroloji doktoru tarafından bulunarak, İlaç tedavisi altında dahi bir ay içinde 2 ya da 3 operasyon geçiren, İlaç tedavisinin etkilerinden dolayı ilaç tedavisi kullanamayan ya da kullanmak istemeyen migren hastaları ameliyat için uygun kişilerdir. Kan sulandırıcılardan olan aspirinin ameliyattan iki hafta önce bırakılması ve ameliyattan üç hafta sonrasına kadar kullanmamaya dikkat edilmelidir. Bunun yanında E vitamini ve bitkisel ürünlerinde kullanımı kanamaya sebep olabilecek diğer sonuçlardır. Ameliyatın riskleri tüm ameliyatlarda görülebilecek kanama, enfeksiyon, yara iyileşmesi gibi durumları içerirken, genel olarak bir dönemde saçlı deride kaşıntı hissi oluşabilir. Riskler ameliyatın uygulandığı yere göre farklılık göstermektedir.
Migren ameliyatı birçok migren merkezi tarafından endoskopik şekilde yapılır. Endoskopik uygulama 1 cm’lik saçlı deri içerisinden girilerek hedef sinirlere cilt altında ulaşılarak sağlanır. Etraf dokularla sinirler arasındaki ilişki tekrar düzelir ve sıkışma alanları serbestleştirilir. Her bir nokta için yaklaşık 45 dk ile 1 saat arasında değişir.