Migren, ataklarla başlayıp baş ağrısına dönüşen, çoğu zaman ağrı kesicilerinde işe yaramadığı kronik bir hastalıktır. Bu hastalığı olan kişiler bazen o kadar uzun süren zonklayıcı ve şiddetli baş ağrıları çekerler ki günlük hayattan tamamen koparlar ve sosyal yaşamları da bundan olumsuz etkilenir.Bir hastaya migren tanısı koyabilmek için bazı belirtilerin olması gerekiyor. Bu belirtilerden ilki şiddetli ve çoğu zaman tek taraflı olan baş ağrısıdır. Bu baş ağrısı en az 4 saat ve en fazla 72 saat sürebilmektedir. Ayrıca migreni olan hastalar migren krizi sırasında en ufak sesten, gürültüden ve ışıktan rahatsız olmaktadırlar. Ses ve ışık migren krizinin genellikle daha şiddetli seyretmesine sebep olur. Ayrıca mide bulantısıyla birlikte kusmalarında olması çok sık yaşanan bir durumdur. Her hastada aynı bulgular görünmeyebilir yalnız bu bulguların hepsi birlikte düşünüldüğünde migren hastalığının tanısı konulabilir. Migren tanısı koyabilmemizi sağlayan diğer bir yöntem ise ID-migren testi uygulanarak yapılan yöntemdir.
Bu testin içinde çeşitli sorular yer almaktadır. Bu sorulara hastanın verdiği cevaplara göre migren olma olasılığına bakılmaktadır. Üç tane sorudan oluşan bu testin ilk sorusu baş ağrısı sırasında mideniz bulanıyor mu, kusma ihtiyacı hissediyor musunuz? İkinci soru başınız ağrıdığında ses veya ışık sizi normal günlere oranla daha çok mu rahatsız ediyor? Ve üçüncü soru ise baş ağrısı sizin günlük işlerinizi yapmanızı engelliyor mu ve bu engelleme bir gün sürüyor mu? Bu üç soru hastanın son üç ay boyunca yaşadıklarıyla ilişkili olup, üç ay sonunda hastaya bu üç soru yöneltilir. Eğer hasta bu üç sorudan ikisine veya tamamına evet diyorsa migren hastası olması olasılığı oldukça yüksektir. Hatta %93 olasılığında migren hastasıdır diyebiliriz. Migren tanısı bu saydığımız yöntemlerle konulmaktadır. Migren olup olmadığınızı bu şekilde anlamanız mümkündür. Yalnız migren olup olmadığınızı kendiniz belirlemeye çalışmayınız bunu bir doktorun kontrolünde yapmanız sizin faydanıza olacaktır. Çünkü son zamanlarda çoğu hasta internetten hastalığını araştırarak ona göre ilaçları bulma yoluna gitmektedir. Bu çok yanlış bir yoldur ve internetteki bilgilere dayanılarak alınan ilaçların dozu bilinmediği için bazen dozu çok fazla alındığından sağlığımız olumsuz etkilenebiliyor ve bu tür ilaç alımları ölümlere dahi yol açmaktadır.
Sağlığımız hiçbir şeyle geri gelmeyecek kadar değerlidir. O açıdan sağlığımız söz konusu olduğunda iki kere düşünmekte fayda vardır. Hele ki migren tanısı koyma işi veya herhangi başka bir hastalık için tanı koyulacaksa başvuracağımız mercii bu konuda uzman bir doktordur. Doktora başvurma dışındaki tüm yöntemler doğru tespitler vermeyeceği gibi sizin fazla paniklemenize yol açıp, hastalık hastası olmanıza sebep olabilir. Çeşitli üniversitelerin yaptığı araştırmalara göre migren hastalığı olan kişilerin çoğu kadındır. Kadınların migren olma olasılığının erkeklerden daha çok olmasının sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte kadınların erkeklerden daha stresli süreçlerden geçtiğini ve bu durumun depresyonla birlikte migrene yol açtığını söyleyebiliriz. Çoğu kadın menapoza girdikten sonra migrenden kurtulur fakat bu durum her kadında aynı şekilde gerçekleşmez. Çünkü bazı kadınlarda da menopoza girdikten sonra migren başlayabileceği gibi bu hastalık daha şiddetli seyredebilir. Bu sebeplerden dolayı migren hastalığı söz konusu olduğunda kesin böyle seyreder hastalık veya herkeste aynı belirtiler gözükür diyemiyoruz. Her hasta farklı süreçlerden geçtiği için migren hastalığı da farklı şekillerde seyretmektedir. Migren hastalarını diğer hastalardan ayıran bir durumda hastalığın verdiği sıkıntıdan olsa gerek depresyon belirtisi oldukça yüksektir.