Skip to main content

Migren ülkemizde birçok kişinin muzdarip olduğu genetik ve çevresel faktörler ile yaşanabilen ve ataklar şeklinde kendini göstererek kişiye büyük rahatsızlar yaşatabilen bir hastalıktır. Migren atakları ortalamaya bakıldığında %70 kadınlar da görülürken geri kalan kısmı da erkekler de yaşanmaktadır. Kadınlar da daha yaygın olarak görülen ve tedavisi olmayan bir hastalık olarak adlandırılan migren kişinin günlük hayatını etkileyerek kişiyi yatağa bağımlı hale getirebilen bir hastalık türüdür. Baş ağrısı grubunda yer almasına karşın migren sıradan bir baş ağrısı ile asla kıyaslanamaz. Bu hastalık ataklar şeklinde kendini gösterirken baş kısmından çeneye çene bölgesinden ense ve boyuna dağılarak tüm kafa tasında ağrıya ve baskıya neden olabilen bir hastalıktır. Bunun yanı sıra atağın yaşandığı sırada hastalar ışığa ve sese karşı duyarlı hale gelir. Bu sebeple atak yaşandığı sırada kişiler karanlık bir bölümde olmayı tercih eder ve sessiz bir ortamda kalmaya yeğler. Atakların ortalama olarak 1-2 saatte geçti de olur bazı zamanlar ise bu ataklar günlerce sürebilir.

Bu noktada birçok kişi migren hastalığını ömür boyu çekeceğini kabullenerek ataklarını büyük bir korku içinde beklemektedir. Yıllardır süregelen tedavilerin ve araştırmaların sonucunda migren ataklarına çözüm bulunan olmasının sebebine baktığımızda aslında çok basit bir sonuç ile karşılaşıyoruz. Bu noktada yapılan araştırmalar aslında migrenin ana sebebi ne inmektense atakların ağrılarını geçiştirmek adına araştırmalar yapıldığını görüyoruz. Bu durumda migrene kısa süreli bir çözüm getirerek uzun süreli bir çözümü öngörmektedir.

Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nde 2000 yıllarında bir plastik cerrahın yaptığı alın germe operasyonu ile migren ameliyatı gündeme gelmiştir. Asıl amaç bu ameliyatta estetik bir görüntü iken hastaların migren ataklarının da azaldığı gözlemlenmiş ve bu konu üzerinde araştırmalar yapılmıştır. Araştırmalar uzun uğraşlar sonucunda sonuç vermeye başlamış ve migren ameliyatı birçok kişide başarılı sonuçlara ulaşmıştır. Ancak migren ameliyatı alın germe operasyonundan farklı bir şekilde uygulanmaktadır. Bu noktada ameliyat genel olarak beyin ameliyatı ile karıştırılmaktadır. Ameliyatın yapılış biçimine baktığımızda migren ameliyatının hiçbir şekilde beyin fonksiyonlarına dokunmadığı görülmektedir. Migren saçlı deri altındaki sinirler üzerinden yapılan bir cerrahi müdahale olarak karşımıza çıkar. Ameliyatın başarı oranına baktığınızda geçtiğimiz yıllarda %58 lik bir başarı söz konusu iken, son yıllarda ilerleyen teknoloji ve Tıp dünyasındaki gelişmeler ile birlikte %80 lik bir başarı yakalanmıştır. Bu da tıp dünyasından büyük bir başarı oranını göstermektedir. Migren ameliyatına baktığımızda, her migren hastası için bu ameliyat önerilmez. Bu noktada Öncelikle doktor migreni kesin olarak teşhis etmelidir. Ardından yapılan testler sonucunda kişi ilaç tedavisine yönlendirilir. Bu ilaç tedavisi süresince eğer kişide ikinin üzerinde Atak yaşanıyorsa, ilaç tedavisinden bir sonuç alınamıyorsa, kişi farklı rahatsızlıklarından ve alerjisinden ötürü ilaç tedavisini uygulayamıyor ise bu noktadan migren ameliyatı doktor tarafından önerile bilmektedir. Migren ameliyatından önceki süreç ve sonraki süreç büyük önem taşımaktadır. Ameliyattan önce kişi kan sulandırıcı ilaçlardan uzak durmalıdır, bu noktada 3 hafta önceden bu ilaçların kullanımına son verilmelidir. Aynı zamanda ameliyattan sonra da doktorun gözetiminde sürecin bitmesiyle birlikte bu ilaçları kullanmaya devam edebilir. Ameliyat ortalama olarak en az 50 dakika en fazla 4 saate kadar sürebilmektedir. Saçlı deriden 1 cm kesilerek içerideki sinirlere ulaşılır, buradaki sinirlere cerrahi müdahale gerçekleştirildikten sonra dikiş ile bölge kapatılır ve iz kalmayacak şekilde ameliyat tamamlanmış olur. Ortalama iyileşme süreci 10 gün ile 20 gün arasında değişmektedir.

    [recaptcha]

    Leave a Reply

    This site is registered on wpml.org as a development site.